18.02.2012 - 22:42
Okunma (1213)
Yorum (0)
Paylaş

Önce Anne Sonra Öğretmenim

Önce Anne Sonra Öğretmenim

Tüm Siyasetçi, Kanaat Önderleri, Sendikalar, Gazeteciler, Sivil Toplum Örgütleri lütfen duyarlı olalım... Çocuklar annesiz babasız büyümesin.

Ben bir sınıf öğretmeni eşiyim. Ben bir anneyim. Eşim 3 yıldır doğunun bir ilçesinin köyünde görev yapmakta. Ben ise batıda özel bir kuruluşta görev yapmaktayım. Eşimle 2,5 yıllık evliyiz ve bu süre zarfında maalesef yaz tatili, sömestr tatili ve dini bayramlarda bir Aile olduğumuzu anlıyorum. Diğer tüm zamanlarda eşimle ayrı yaşamak, bir bakıma bekar hayatı yaşamak zorunda kalıyoruz. Çocuklar babasız, aile mutluluğundan bi haber büyümek zorunda kalıyor.

 

Neyse asıl meseleye geçelim. Biliyorsunuzdur. Duymuşsunuzdur. Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ömer DİNÇER Beyefendi, göreve geldikten kısa bir süre sonra MEB Teşkilat Kanunu’nda bir takım değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerde öyle bir madde vardı ki; resmen aileleri parçalayan, boşanmaları arttıran, öğretmen ve öğretmen eşlerini mutsuzluğa iten bir madde. Neydi o madde;

Yılda Ocak ve Ağustos aylarında iki kez yapılan özür durumu atamaları sayısının bire indirilip sadece yaz aylarında yapılması kararıydı. Bakanın bu kararı vermesindeki asıl gerekçe şuydu:

 

-Çocuklarımızın dönem ortasında öğretmensiz kalmasını ister misiniz? sorusuydu.

Evet olaya bu açıdan bakarsak gayet haklı görünüyor Sayın Bakan. Peki bakana TV’lerde şu soruyu soran hiçbir gazeteci, siyasetçi göremedim. Nedir o soru?

-Peki babasız annesiz büyüyen o öğretmen çocuklarını kim düşünecek? O öğretmen eşinden, çocuğundan ayrı nasıl öğrencilere verimli olacak Sayın Bakan? diyen göremedik, duyamadık. Olaylara sadece bir boyuttan bakılamaz.

 

Bakan yine devam ediyor. Öğretmen doğuda birkaç ay, ya da 1 yıl görev yapar yapmaz batıya kaçma planları yapıyor diyor. Yüksek puan alıp eşinizin yaşadığı yeri tercih etseydiniz diyor. Haklı. Ama İlk atamalarda batıdan yeteri kadar yer açtı da biz mi tercih etmedik? sorusunu sormak lazım bakana. Benim eşim zorunlu hizmetini tamamladı. Kendi hakkıyla, başarısıyla kadroya geçti. Ama bir gecede sözleşmelilerin kadroya geçirilmesini biz iyi biliyoruz. Evet biz bir gecede herkesin zorunlu hizmetten muaf edildiğini de iyi biliyoruz. Ve sonuçta batıdaki sözleşmeliler kadroya geçtiği gibi, doğu yüzü görmeden şark hizmetinden muaf oldu. Dolayısıyla batıda o kadar çok norm açığı kalmadı. Çünkü çoğu kişi yerinde çakılı kaldı. Olan doğudaki öğretmenlere oldu.

 

Her neyse sabır ettik. Yaz’ı yani Ağustosu bekleyelim dedik. Bunda da vardır bir hayır dedik. Demeye kalmadı 2-3 haftadır sayılı haber sitelerinde ve forumlarda MEB Ömer DİNÇER imzalı bir belge resmen bırak aileleri parçalamayı bizi ve bizim durumumuzda olanları boşanmanın, buhranın, hüsranın kucağına itti. Neydi o belge:

- Yaz aylarında yapılacak olan Özür durumu atamasında hizmet puan üstünlüğüne göre yerleştirme yapılacağı, bundan böyle hizmet puanı yetmeyenlerin İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri emrine atamasının yapılmayacağı, illa eşinin yanına gitmek isteyenlerin 3 yıl süreyle hakları saklı tutulmak kaydıyla ücretsiz izne ayrılacağının belgesiydi.

 

Şimdi yazıma başlarken ben bir sınıf öğretmeni eşiyim demiştim. Eşim yılda 26 hizmet puanı alıyor. İl/İlçe emrine atama yapıldığında puanın hiçbir önemi yoktu. Çünkü aileler ancak bu şekilde birleşebilirdi. Şimdi bir sınıf öğretmeninin batıya yani benim yanıma tayini çıkması için en aşağı 250-300 puanı olması gerekir. Bu puanda uzak ilçe ve köylere anca yetiyor zaten. Yılda 26 puan alan bir sınıf öğretmeni yanıma gelmek için 250-300 puanı kaç yılda toplar Sayın Büyüklerim? İnanın ben mantık yürütemiyorum. Neymiş efendim, doğuda öğretmen açığı çokmuş. Sayın Büyüklerim… Zorunlu hizmetten 2011 yılı öncesi atanan herkesi muaf eden yine bu Milli Eğitim Bakanlığı değil miydi? Kendilerinin yaptığı yanlış başka bir yanlışla kapatılır mı Sayın Büyüklerim? Bizlerin suçu öğretmen eşi mi olmaktır? Bizlerin suçu aile mi olmaktır? Bizlerin suçu başımızdaki insanların iki dudağının arasındaki kelime mi olmaktır?

 

Haa şimdi belkide içinizden şunu diyorsunuzdur: Eşinden ayrı kalmak istemiyorsan git onun yanına hem kavuşmuş olursunuz hem de orda çalışırsın. Şimdi benim işim Özel Sektör olduğu için doğunun küçük bir şehrinde ilçesinde nerde iş bulayım? Biz boşa mı okuduk? Ev hanımı olmak için mi okudum? Ya da çocuğum burada belli bir düzene alışmışken, çeşitli olanaklar içinde büyüyorken, ya da eş dost akraba yanında yetişiyorken ve en önemlisi terör sorunu tüm lanetiyle ortadayken ben çocuğumla nasıl oralara gidebilirim? Ya da eşimin oradaki aldığı tek maaşla nasıl geçinebiliriz?

 

Sayın Büyüklerim… İçinde yaşadığımız durumu gözler önüne sermiş bulunuyorum. Lütfen Sayın Başbakan ve Bakan’a çeşitli platformlarda İl/İlçe emrinin kaldırılmasının yanlışlığını vurgulamanızı, bu şartlarda eşlerin ilişkilerini sürdürebilirse, 10 yıldan aşağı bir araya gelemeyeceklerini, çocukların annesiz, babasız ve eşlerin birbirinden ayrı yapmasının çok insani olmadığını ve İl/İlçe emrinin tekrar Ağustos ayında yapılacak olan Özür Durumu Atamasında hak sahiplerine yeniden verilmesini ya da eşlerin kavuşmasını sağlayan bir yer değiştirme politikası uygulamalarını siz Sayın Büyüklerimden haddim olmayarak rica ediyorum. Yardımlarınızı bekliyorum.

 

 

      FATMA DİLBAZ TAŞKIRAN

                                                             

MEB İl/İlçe Emri Mağduru Eşinden Ayrı Öğretmen Eşi

Haber Kaynağı: www.kamudanhaber.com

Keyword : Önce Anne Sonra Öğretmenim haberi , Önce Anne Sonra Öğretmenim oku , Önce Anne Sonra Öğretmenim konusu , Önce Anne Sonra Öğretmenim hakkında , Önce Anne Sonra Öğretmenim manşeti , Önce Anne Sonra Öğretmenim perde arkası , Önce Anne Sonra Öğretmenim olayı , Önce Anne Sonra Öğretmenim son dakika , Önce Anne Sonra Öğretmenim

Henüz Yorum Yok.
İlk Yorum Yapan Siz Olmak İstermisiniz.


(Güvenlik İçin Max:750 Karakter)
Kalan Karakter Sayısı





Öğretmenin Haber Kaynağı İletişim:ogretmendenhaber@hotmail.com