Vekaleten Yöneticilik Asaletten Sayılmalıdır

Vekaleten Yöneticilik Asaletten Sayılmalıdır

Milli Eğitim Bakanlığında 10 öğrencili birleştirilmiş sınıf okutan bir öğretmenimizin müdür yetkilik görevlendirmesi asaleten yöneticilik görevinden sayılmakta ancak 2000 öğrencili bir okulda vekaleten görev yapan okul müdürü yada müdür yardımcısının görevlendirmesi asalet olarak sayılmamaktadır. Sizce bu durum adil mi ?

Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna Ömer DİNÇER’in oturmasıyla beraber MEB’de temayüller değişmiştir. Özellikle de Bakanlık Merkez Teşkilatına yapılan vekaleten görevlendirmeler ve hemen akabinde ki il müdürlüğü görevlendirmelerinde Sayın DİNÇER yönetmelik normlarını dikkate almadan asalaten atama şartları tutmayan kişileri de vekaleten görevlendirmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığında okul müdür yardımcısı olma kriterlerini taşımayan kişilere grup başkanlığı;

Okul Müdürlüğü, İlçe Müdürlüğü gibi atama kriterlerini taşımayan kişilere il müdürlüğü;

Milli Eğitim Bakanlığı ile uzaktan yakından alakası olmayan kişileri ise Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı ve Genel Müdür yapmıştır…

Ak Parti iktidarının önceki Bakanları Hüseyin ÇELİK ve Nimet BAŞ ( ÇUBUKÇU) nun ve hatta iktidarın sosyal tabanını temsil eden Eğitimbirsen’in bile kadrolaşma konusunda yıllardır başaramadığını  Sayın DİNÇER başaracak mı ?

İşte sorulması ve üzerinde durulması gereken bu konu ve dosyayı açıyoruz…

Milli Eğitim Bakanlığında bundan önceki Bakanlar döneminde iktidara yakın sendikanın üyeleri ve Ak Parti’ye sempati ve muhabbet besleyen eğitimcilere maalesef yıllarca vekaleten görevlendirmeler ile zaman kaybı yaşatılmıştır.

Bugün İl Müdürlüğü makamına görevlendirmesi yapılan birbirinden değerli yöneticilerimize görevlendirme şube müdürlüğü, milli eğitim müdür yardımcılığı , okul müdürlüğü gibi görevlendirmeler yapılmış ve neredeyse 9 yıllık süreçte hiçbir getirisi olmayan vekaleten görevlerle bu kişiler bu görevleri yürütmüşlerdir.

Sayın DİNÇER’in İl Müdürlüğü görevlendirmelerinde bu acı gerçek kendini göstermiştir. Yıllarca Milli Eğitim Bakanlığında görevlendirme olarak çalışan bir kişinin asaleten atanma şartlarını taşımadığı gün yüzüne çıkmıştır.

Aslında burada en büyük hata yetkili sendika Eğitimbirsen ve onun bir dönemler Genel Sekreterliğini yapan ve şu anda Çalışma Bakanlığında Bakan Yardımcısı olan Halil ETYEMEZ’in ısrarla sınavlı atama istemesidir.

Yönetici atamalarında 2005 – 2006 ve en son büyük atamaların yaşandığı 2009 yıllarında puan üstünlüğüne göre sınav esaslı atamaların önünü açan Eğitimbirsen, bir şeyi gözden kaçırmıştır.

Vekaleten yapılan görevlendirmeler ve bu görevlerin asaleten sayılması noktasında ve yönetici atamalarında mülakat sisteminin getirilmesinde direnç gösterebilirdi.

Kaldı ki Sayın Başbakan’ın bugün ısrarla altını çizdiği konuşmasında “Dindar Bir Nesil Yetiştireceğiz” sözlerini yabana atmamak gerekli.

Yetişen yeni neslin dindar olmasını istiyorsak okul ve kurum yöneticilerini belirlerken Dindar Yöneticiler arasından seçim yapılma kriterlerini de oluşturmak gerektiğini görmek gerekir.

Bu bağlamdan hareketle, yıllarca vekaleten devlete hizmet etmiş yöneticilerimizin vekalet ettikleri yöneticiliklerin asaleten sayılması noktasında yeni düzenlemelerin acilen yapılması;

Yönetici atama sürecinde bundan sonra mülakat sisteminin getirilmesi veya Okul Müdürü,İlçe Müdürleri ve İl Müdürlerinin teklifleri ile daha önceki dönemlerde olduğu gibi teklif usulü ile yönetici adayının teklif edilmesi ve akabinde Valiliklerce asalaten atamaların yapılması noktasında düzenlemelerin yapılması ;

Görevlendirmesi yapılan ve asaleten atama şartları tutmayan ancak yıllarca vekaleten görev yapmış kişilerin asaleten atanma şartlarını taşımalarını sağlayacak düzenlemelerin bir an önce yapılması ;

Bundan sonra ki süreçte İlçe Müdürlüklerine yapılacak görevlendirmeler içinde gerekli düzenlemelerin yapılması ;

Bütün bu düzenlemelerin acil olarak Görevde Yükselme Yönetmeliği ile düzenlenmesi ve şube müdürlüğü atamalarında da sınav esaslı atamalar yerine İlçe Müdürlerine kendi çalışabilecekleri kişileri seçme serbesiyetinin tanınması yerinde bir uygulama olacaktır.

Bütün bu görevlendirmelerinde yönetmelik düzenlemelerinden sonra asalete çevrilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde tarih yeniden tekerrür edecektir.

Sonuç olarak ; Milli Eğitim Bakanlığında 10 öğrenci için müdür yetkili öğretmen olarak görevlendirilen bir öğretmenimizin görevlendirmesi asaleten müdürlük süresi olarak değerlendirilmekte; 300 – 500 bin nüfuslu bir ilçeyi yöneten İlçe Müdürünün yada 3000 kişilik bir okulu yöneten müdür ve müdür yardımcılarının vekaleten görevlendirmeleri ail olarak sayılmamaktadır.

Bu bir çelişki değil mi ?

Milli Eğitim Bakanlığında yıllardır yapılamayan asaleten atamaları Sayın DİNÇER’in yapması temennisiyle…

Haber Kaynağı: www.kamudanhaber.com