Milli Eğitim, Milli Eziyete Dönüştü

Milli Eğitim, Milli Eziyete Dönüştü

Eğitime dair konular artık daha çok, daha uzun süreli olarak gündemimizde. Sınavların okul dönemlerinden taşıp, iş hayatına da yayılmasıyla 7 den 77 ye eğitime müdahil olduk. Bazı özel okulların anasınıfı öğrencisini seçmesiyle başlayan süreç üniversiteye kadar türlü sınavla şekillenirken, KPSS ile boyut değiştirmekte, emekliliğe kadar görevde yükselme, dil, idarecilik vs sınavlarına evrimleşmektedir

Cümlemiz dershane salağı bir nesle dönüşürken sınav öncesi, sırası ve sonrasında değişen kurallara türlü hile, türlü skandal sos oldu. Beri yandan sınavı başa taç eden eğitim sistemimiz KPSS üstünlüğüyle kadroya geçen öğretmeni diğerlerine göre 2. sınıf ilan ediverdi.

Ölçme konusundaki cömertliğimiz eğitim kalitemizle ters orantılıyken, öğretim yılı başına 3-5 reformla açık ara dünya birincisiyiz.

Önce ilan edip sonra gerekçelendirdiğimiz ve en son planladığımız reformların sonuncusu hala evrilip durmakta. 2 ay içinde başlayacak olan yeni öğretim yılı türlü sürprizlere gebe. İddia ediyorum ki çoğunu bakan dahi bilmiyor, başımıza gelince anlayacağımız türden.

En temel pedagojik bilgiden yoksun olarak 2 yaş aralığını aynı 1. sınıfa tıkacak olan bakanlık yetkilileri zorunlu okul öncesi eğitim reformunu neredeyse başarmak üzereyken çöpe attı. Ay hesabıyla cebelleşen velilerin sevgili yavrularını öğretmene, PDR uzmanına emanet etmek yerine tıp doktoruna havale eden bakanlık, yeni bir kazanç kapısı yaratmış oldu.

Tabela değiştirerek Anadolu Lisesi sayısını patlatanlar sınav hakkıyla öğretmen atamayı başaramadılar. Uzmanlık sınavını verenleri cezalandıran sistem, lisansüstü eğitim alan öğretmenlere de aynı “sıcak” muameleyi göstererek ekranlardan parmak sallamaktadır.

Mesleki eğitim reformu diye müjdelenen “şey” in yalnızca imam hatip ortaokulu açmak olduğunu, normal ortaokullara yalnızca içeriği ve kerameti muğlak ders türetildiğini kısa sürede anlamış olduk.

Okul dönüştürmenin şevkiyle sınıf sayısını ve öğretmen normunu hesaplayamayan bakanlığın il içi ve il dışı yer değiştirmeleri yalan oldu. MEB İki yıl önce çıkardığı zorunlu hizmet affının dumanı üzerindeyken öğretmen rotasyonuna kılıf bulmaya çalışmakta.

Doğuda bir mezrada, deprem bölgesinde çadırda çalışan öğretmeni lüks semtlerin beyaz bayraklı, çocuk dostu okullarındaki öğretmenle bir tutan bakanlık bırakın isteğe bağlı tayin hakkı vermeyi, eş, eğitim hatta sağlık özrüne bile sınırlama getirmektedir.

Neresine dokunsak orası elimizde kalan bu şeye sistem demek ne kadar olası ise bu eziyete eğitim demek o denli mümkündür. Adı milli eğitim bakanlığımızın değerli işletmecilerine selam olsun…

Cansel GÜVEN

Anadolu Eğitim Sendikası

Genel Başkanı