27.01.2012 - 21:14
Okunma (1096)
Yorum (0)
Paylaş

Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı

Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı

659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri Ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Genelde güzel bir çalışma olduğu gözden kaçmamaktadır.

 

Madde 11’de Adli uyuşmazlıkların sulh yoluyla halli, uzlaşma ve vazgeçme yetkileri ile 12.maddede ise İdari uyuşmazlıkların sulh yoluyla halli ve vazgeçme yetkileri düzenlenmiştir. Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı konusu da 14.maddede hüküm altına alınmıştır.

Tabi her yeni uygulamada olduğu gibi burada da yanlışlar ya da eksikler uygulamalarda karşılaşıldıkça düzeltilecektir. Bizim de buradaki dikkat çekmek istediğimiz konu; göze çarpan bazı yanlışların düzeltilmesi gerektiğiyle ilgilidir.

 

Adil Yargılanma ve Silahların Eşitliği

Madde 3/a)’da “İdarelerin taraf oldukları uyuşmazlıkların, tarafların hak ve menfaatlerinin dengeli olarak değerlendirilerek, adil ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi, ... esastır.” İbaresi Adil Yargılanma ve Silahların Eşitliği ilkelerine uygunluk arz etse de 14.maddedeki düzenlemelerle tekrar bozulmaktadır. Yani 3/a) maddesinde yapılan düzenleme, 14.madde ile hükümsüz kılınmıştır.

Unutulmamalıdır ki; “silahların eşitliği ilkesi” milletler arası anlaşmalarla güvence altına alınmış olduğundan Anayasa, Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle ortadan kaldırılamaz.

 Meslekdaşım sayın Maksut BALMUK’un da daha önceki bir yazısında dikkate sunduğu gibi davalarda dava açan kişi maddi olarak gerçekten zorlanacaktır.

 

Silahların Eşitliği İlkesi Nasıl Bozulmuştur

“Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlığı altındaki 14.maddenin 1.fıkrasında “… adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” Denilmiştir.

 

Şimdi burada bir örnek olay anlatalım: Milli Eğitim Müdürlüğündeki (X) kişi, (Y) personeli hakkında bir işlem yapmış olsun. (Y) personeli bu idari işlem dolayısıyla haklarının ihlal edildiğini iddia ederek idareye başvurup, uğramış olduğu zararın sulh yoluyla giderilmesini dava açma süresi içinde istesin. Bu isteği de reddedilerek Hukuki Uyuşmazlık Değerlendirme Komisyonuna gönderilmemiş olsun. Bu durumda;

(Y), mahkeme harcını ve posta giderlerini de yatırıp avukat tutarak dava açtığında; bütün giderleri cebinden harcayacaktır. Ayrıca davayı kaybederse karşı tarafın vekalet ücretini de cebinden ödeyecektir.

Buna karşılık idare adına yanlış işlem yapan (X) kişi ise; mahkeme harcını ve posta giderlerini yatırmayacak avukat tutmayacak yani kendi cebinden hiçbir ödeme yapmayacaktır. Ayrıca davayı kaybederse karşı tarafın vekalet ücretini de kurumu ödeyecektir.

Böylece Devlet memurlarından ikisi arasındaki anlaşmazlıkta silahların eşitliği ilkesi işlememiş olacak ve milletlerarası 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) çiğnenmiş olacaktır.

İki Devlet memuru (X) ve (Y) arasındaki anlaşmazlıkta; Devlet, memurları arasında (X)’in tarafını tutmuş olacaktır. (X)’i yanlış yapmaya teşvik ederken (Y)’yi hakkını aramaktan caydırma eyleminde bulunmuş olacaktır.

Adil yargılama yara alacaktır.

Ayrımcılık yapılmış olacaktır.

 

Bu ne demektir

Özetle; bu düzenlenmiş hal ile, Devlet, yani idari kurum; her dava açanı peşinen ezmeyi amaçlamaktadır. Bu tutum ve davranış ise hak aramanın en geniş haliyle kabul edildiği demokrasi yönetimleriyle bağdaşmamaktadır.

Bu durum ileri demokrasi seviyesinde hukuki normlara uygun hale getirilmelidir.

 

Bu Konuda Devlet Tarafsız Olmalı

Devlet, yani idari kurum; mevzuatını tereddüde düşülmeyecek şekilde açıkça ve anlaşılır bir dille yazmak zorundadır.

Kendisini, anlaşmazlığın tarafı olarak değil de öncelikle sorun çözücüsü olarak görmelidir. Davacıyı rakip değil; anlaşmazlığın tarafı olarak görmeli ve yanlış işlem yapan kişi ile yanlış işlem yapılan kişiye eşit uzaklıkta olmalıdır.

Ayırımı gözetmemeli, bilakis önlemelidir.

Hukuki anlaşmazlığın çıkmasındaki kendi payını kabul etmelidir. Eğer açıkça bir hukuksuzluk varsa yargıyı sonuna kadar zorlamayı bırakmalıdır.

 

Amaç, Dava Açılmasının Azaltılması mı Olmalı

Amaç öncelikle güven vermek olmalı. Bunu da adaletle yapmalı.

Hemen bütün mevzuatlar tereddüde düşülmeyecek kadar açık ve net hale getirilmeli. Buna rağmen açıkça ve kasten çiğneyen olursa da mutlaka hesabı sorulmalıdır.

11 ve 12. Madde hükümlerinin bir an önce yürürlüğe girmesini sağlayacak yönetmelikler çıkarılmalıdır. İşler sulh yoluyla çözümlenmelidir. Sulh yoluyla çözecek kişiler çevresinde tarafsızlığıyla bilinen akil kişilerden seçilmeli ve yetkilerinin yanında sorumlulukları da olmalıdır.

 

Ali COŞKUNER

Eğitim Yöneticisi

 

 

 

 

 

Haber Kaynağı: www.kamudanhaber.com

Keyword : Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı haberi , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı oku , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı konusu , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı hakkında , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı manşeti , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı perde arkası , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı olayı , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı son dakika , Devlet Adına Yanlış Yapanlar Kollanacak mı

Henüz Yorum Yok.
İlk Yorum Yapan Siz Olmak İstermisiniz.


(Güvenlik İçin Max:750 Karakter)
Kalan Karakter Sayısı





Öğretmenin Haber Kaynağı İletişim:ogretmendenhaber@hotmail.com