Mülakatlı Yönetici Seçimi MEB’e Bol Gelir

Mülakatlı Yönetici Seçimi MEB’e Bol Gelir

Mülakatlı yönetici seçiminin her türlü sıkıntıya gebe olduğu,

Mülakatlı yönetici seçiminin MEB’e bol geleceği gözden kaçırılmamalıdır.

Eğitim kurumlarına yapılacak yönetici atamalarına ilişkin yazılı sınavın yanında mülakatın da yer verileceğine dair bilgiler almaktayız. Unutulmamalıdır ki, yönetici atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde bu yönlü yapılacak bir düzenleme ile gerçekleştirilecek atamalara karşı kamuoyu kuşkuya açık bırakılmış olunacaktır. Mülakat puanının da esas alınacağı yönetici tayinleri üzerinde, elbette ki kuşku bulutları dolaşacaktır. Bakanlık, kuşku bulutlarını oluşturacak yönetmelik düzenlemelerinin ömrünün uzun olmayacağını bilmelidir.

Eğitim kurumu yönetici seçiminde uygulanacak olan mülakatın, yönetici tayinlerini şaibeli duruma getireceği kesindir. Ülkemizde, mülakatlı her tür seçimin kamuoyunda rahatsızlık uyandırdığı da ayrıca malumunuzdur. Aslında, ülkemizde idari teşkilatlar, gereği gibi mülakat yapabilecek hazır bulunuşluğa da, potansiyele de sahip değildir. Zira; insanımıza, referans ile yola başla ki yolun selamete çıksın, öğretisi her yönüyle, her yaşta dikte edilmektedir. Bir nevi bu öğreti, olması gerek bir anlayış halini almıştır. Eee… böyle olunca yönetici adaylarımızın, kendilerine dikte edilen bu öğreti ile hareket edeceklerini, birçok yönetici adayının ise mülakat öncesi illaki kulis çalışmaları yapacaklarını öngörebiliriz. Bu durumda, bakanlık mülakat ile yönetici seçiminde, kamuoyunda oluşması muhtemel kuşkuyu, şaibe yorumunu bertaraf edemeyecektir. Kamuoyunda, kuşkusunun ve şaibe yorumunun bertarafı mümkün bulunmayan bir hadisedir mülakatlı yönetici seçimi. Eğer, bakanlık merkezi ve taşra birimleriyle zora ve dara girmek istiyorsa, mülakatlı yönetici seçimi yapabilir. Ama; bunun getirisinden çok götürüsünün olacağı aşikardır. Üzülerek şunu da belirtmek isterim ki, MEB ve taşra birimleri, diğer bakanlıklar ve taşra birimlerine göre, mülakatlı sınavlarda, objektiflik, eşitlik, adalet vs… ilkelerini daha az gözetmektedir. Bir ülkede, hakim ve savcı seçimlerinde uygulanan mülakatlarda bile şaibe yorumları had safhada ise, varın siz düşünün diğer yapılan her tür mülakatı. Gözden kaçırmamamız gereken noktalardan birisi de budur.

Ayrıca, ülkemizde her tür mülakatlı seçimlerde devreye giren unsurları şöyle sıralayabiliriz: Adayın fikri, zikri, inancı, sendikası, siyaseti vs… Bunlar mülakatlarda örtülü kriterlerdir (Ben, 3 Maymun kriterleri de diyorum bunlara). Bu kriterler etrafında yapılan değerlendirme ile 657 DMK’de var olan LİYAKAT ortaya çıkıyor işte. Ne şekilde ortaya çıkacağı ise sanırım ki sizlerce anlaşılmaktadır. Eğitim kurumlarına bu usulle ve esasla atanan yöneticiler, elbette ki o eğitim kurumlarını fikirleri, zikirleri, inançları, sendikaları, siyasetleri ekseninde yöneteceklerdir. Bu eksende oluşan yönetim tarzına dair sorularımı aşağıya sıralıyorum:

Bu yönetim tarzı ile okulda birlik -beraberlik nasıl sağlanabilir,

Bu yönetim tarzı ile olaylar karşısında ne kadar objektif olunabilir,

Bu yönetim tarzı ile öğretmenler arasında nasıl adil olunabilir,

Bu yönetim tarzı ile nasıl şeffaf olunabilir,

Bu yönetim tarzı ile her türlü değerlendirmede nasıl eşit olunabilir,

Bu yönetim tarzı ile yönetime karşı oluşan olumsuz algılar nasıl bertaraf edilebilir,

Son olarak şunları belirtmek de fayda var:

Mülakatlı yönetici seçiminin her türlü sıkıntıya gebe olduğu,

Mülakatlı yönetici seçiminin MEB’e bol geleceği gözden kaçırılmamalıdır.

Yahya ASLAN

Mevzuat Editörü

Kamu Gazetesi

www.kamusitesi.com