14.06.2012 - 02:37
Okunma (1616)
Yorum (1)
Paylaş

Öğretmenleri Ne Bekliyor?

Öğretmenleri Ne Bekliyor?

 

Yürüyelim Arkadaşlar

 

Öğretmenleri ne bekliyor? Aslında hepimiz bizleri hiç de iyi günlerin beklemediğini biliyoruz. Ancak bunu kendimize söylemekten bile korkar olduk.

 

 

 

Toplu sözleşme masallarında en fazla gündemde tutulan konu doğal olarak zamlardı. Oysa can yakan zamların buçuklu rakamlarda kalmasından çok daha başka şeylerdi konuşulması gerekenler. Eşit işe eşit ücret nutukları halkı coştururken, her vatandaşın kulağına adil geliyordu. Ama eğitimciler kamuda emsalleri olmadığı gerekçesiyle 652 ve 666 sayılı kanun hükmünde kararnamelerin dışında bırakıldı. Elbette toplu sözleşme garabeti sürecinde kıyak iyileştirmelerden yararlanan diğer memurların pek sesi çıkmadı. Sonuçta başbakanın çıkışıyla harekete geçen başta sayın bakanımız olmak üzere birçok hükümet temsilcisi, bürokrat, vatandaş ve gazeteci ağız dolusu saldırılarını hep belden aşağı vurdular.

 

 

 

Öğretmenleri sadece maaşlarını ve ek ders ücretlerini arttırma peşinde koşan, zaten çalışmayan ve hep tatil yapmak isteyen asalaklar olarak tanımladılar. Bunların hiçbiri tesadüf değil! Hiçbiri geçmişte kalan ve hatırlamak istemedikleri bir öğretmenlerine güttükleri kinin nedeni değil!

 

 

 

Bizlere yükledikleri paragöz sıfatını hak edenlerin, aslında kim olduğunu gösteren kanıtlar bu saldırılar. Basit bir hesapla sayıları birkaç bini geçmeyen bakanlıklardaki merkez teşkilatı çalışanlarına iyileştirme yapmanın bütçeyi pek sarsmayacağı ortada. Oysa üniversiteler ve milli eğitim bakanlığına bağlı okul ve teşkilatlarda çalışan eğitim çalışanları ve en kalabalık grubu oluşturan öğretmenler düşünüldüğünde bütçeye gelecek yük bunlarla kıyaslanamaz.

 

 

 

Karşılaştığımız bu hakaretlerin nedeni tam da bu. Başbakanın çıkışını hatırlayalım önce! Diyordu ki Sayın Başbakan; “Bir öğretmenin en düşük olanı 1624 lira alıyor. Haftada 15 saat karşılığı alıyor. Peki, düz bir memur ne kadar çalışıyor? 40 saat. Bir de tatili var. Yılda iki ay. Düz memurun tatili 20 gün. Haksızlık değil mi?”

 

 

 

Ardından hemen kralcılar başladı saldırmaya. Bakanımızdan başlayıp kıytırık haber sitelerindeki zavallı yazar parçalarına kadar herkes görevini yerine getirdi. En son da AKP grup başkan vekili Sayın Elitaş, “Kardeşim doçent, 2400 TL alıyor; öğretmen 1800 TL alıyormuş; ne iş yapıyorlar? Daha ne verelim? Git git gel. Beğenmeyen başka iş yapsın .” demiş. Şaşırdık mı? Tabi ki hayır!

 

 

 

Niçin söze hep aldığımız ücretle başlanıyor? Tesadüf mü sadece? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti’nde sadece öğretmenler mi hak ettiklerinden fazla kazanıyor?

 

Neden bu saldırılara uğruyoruz? Hiç düşündünüz mü?

 

 

 

 

 

Yanıt çok açık! Vatandaşlar tarafından saygıyla anılan, öğrencilerin saydığı, insanların akil insanlar olarak hürmetle karşıladıkları bir meslek grubuna hangi yüzle buçuklu zamlar önerir ve haklarını nasıl yavaş yavaş törpülersiniz? Gelecekte artan öğretmen ihtiyacını karşılamak için bütçenin daha da zorlanacağı gerçeğini de buna eklerseniz taşlar yerine oturur.

 

 

 

Bizler ne yapmalıyız? Bu noktada sorulması gereken soru bu… Elbette sorunun para değil mesleğimizin saygınlığı olduğunu hatırlamak ve buna göre davranmak bize düşen görev. Bütün saldırılara inat öğretmenliğin ne demek olduğunu önce kendimize sonra bu nankörlere hatırlatmak!

 

 

 

Bu yolda atacağımız her adım, gün gelecek eğitimin öğretmenleri karalayarak, küçültülerek, yok sayarak düzenlenemeyeceğini öğretecektir.

 

 

 

Bundan sonra bize çamur bulaştırmaya çalışanlara hak ettiklerinden fazla değer vermeyerek atmalıyız bu adımı! Bize saygı duymayanların karşısında önümüzü iliklemeyerek, bir öğretmen olarak bizlerin karşısında ön iliklenmesi gerektiğini hatırlatarak ve bunu sonuna kadar hak etmeye çalışarak adım atmalıyız! Kimsenin memuru olmadığımızı, öğretmenin birinin memuru olamayacağını, mesleğimizin ne olduğunu öğreterek başlamalıyız adımlarımıza! 24 Kasım saçmalıklarına itibar etmeyerek, bize saldıran aymazların yaptığı 24 Kasım nutuklarında karşılarındaki sandalyeleri boş bırakarak başlamalıyız yürüyüşümüze!

 

 

 

Her şeye rağmen öğrencilerimize sarılarak unutmalıyız öfkemizi ve onlar için devam etmeliyiz yürüyüşümüze!

 

 

 

 

 

Serkan AVCI

 

Anadolu Eğitim Sendikası

 

Genel Sekreteri

Keyword : Öğretmenleri Ne Bekliyor? haberi , Öğretmenleri Ne Bekliyor? oku , Öğretmenleri Ne Bekliyor? konusu , Öğretmenleri Ne Bekliyor? hakkında , Öğretmenleri Ne Bekliyor? manşeti , Öğretmenleri Ne Bekliyor? perde arkası , Öğretmenleri Ne Bekliyor? olayı , Öğretmenleri Ne Bekliyor? son dakika , Öğretmenleri Ne Bekliyor?

Metin ÇEVİK
15.06.2012 - 06:41
Misafir

Çok güzel bir yazı.Kalemine sağlık sayın hocam.Yapılması gereken bu.....


(Güvenlik İçin Max:750 Karakter)
Kalan Karakter Sayısı





Öğretmenin Haber Kaynağı İletişim:ogretmendenhaber@hotmail.com