04.05.2012 - 19:24
Okunma (1678)
Yorum (0)
Paylaş

Al Gardını Öğretmenim!

Al Gardını Öğretmenim!

 

Milli Eğitim Bakanlığı'nın hizmet içi eğitim etkinlikleri ne kapsamda ve ne derecede ilgi görüyor acaba? Elbette bununla ilgili bir bilgi edinme ihtiyacı hissetmedim bugüne kadar. Sanırım eğitimin konusundan çok nerede yapıldığı, ne zaman yapıldığı sorgulanır öğretmenlerce. Zaten bakanlığımız da öğrencilere ders seçtirmediği gibi öğretmenlere de görüş sormaz.

 

 

 

Ancak bundan sonra öğretmenler hizmet içi eğitim konusunda isteklerini dile getirmeye başlayabilir. Zira öğretmen olmak; atamanın yapılması, çalışma şartlarının kötülüğü gibi nedenlerin ötesinde daha da zorlaşmaya başladı. Özellikle son günlerde yaşanan olaylar öğretmenlerin kendilerini savunma konusunda çare aramaya başlamasına yol açabilir. Görünen o ki hızla demokratikleşen ülkemizde veliler çocuklarının öğretmenlerini dövme hakkına da sahipler artık! Ne mutlu bize… Hayırlı uğurlu olsun!

 

Öğretmenler ne yapmalı? Şimdi sorulacak soru bu…

 

Elbette hizmet içi eğitim almalıyız. Zira bu eğitim türü kişilerin mesleklerini daha verimli şekilde yerine getirebilmesi için gerçekleştirilir. Ancak bu eğitimim konusu bakanlığa bırakılırsa, sanırım; “iletişimde öğretmen-veli ilişkileri”, “Küreselleşen dünyada insan ilişkileri” gibi durumun vahametini yansıtmayan naif başlıklar altında toparlanabilir. Biz ise ses çıkarmalı ve ihtiyaç duyduğumuz eğitim türünü kendimiz seçmeliyiz.

 

Ne olmalı bu eğitim?

 

Mevlana öğretisi olabilir mi? Ancak durum pek buna uygun değil. Hadi diğer yanağımızı uzatalım dediiik! Ama buna vakit kalmadan, saldıran zaten elindeki sopayla çoktan senin elmacık kemiklerini kırmış oluyor. Zaten bir kişi de saldırmıyor ki! Toru topu iki yanak var ama en az beş kişi etrafını çevirmiş. Pek olmaz bu…

 

Hızlı koşma olabilir mi? Böylece saldırıya uğrama riskini fark eden öğretmen hızla olay yerinden uzaklaşabilir. Ancak köyde büyüyenler iyi bilir! Köpek size doğru koşarsa kaçmamalısınız. Çünkü bu daha da iştahlandırır onu. Küçük bir ısırık alacakken canınızı almaya kalkabilir. Koşarak da olmayacağı açık…

 

Savunma sanatlarına ne dersiniz? En iyisi kora kor mücadele olmaz mı? Bunun için tercih yapmalıyız! Nispeten düşmanına zarar vermeyeceğiniz teknikler olmalı. Ne de olsa öğretmeniz biz. Bana Aikido mantıklı geliyor. Düşmana vurmadan, ama onun gücünden yararlanarak saldırıyı defetme teknikleri…

 

Bundan da en çok yararlanacak necip Türk medyası olur. Düşünün! Okul çıkışlarında öğretmen nezaketi ile birleşmiş savunma teknikleri ve barbar adamların taşlı sopalı salvoları… Zıtlıkların uyumu… Harika bir şey olur!

 

NOT: Yazımda bazı imla yanlışları var. Bunu da medyamızın güzide temsilcilerine malzeme çıkarıp, öğretmene yapılan saldırıları dile getirmek yerine, “Öğretmenler yazı yazmayı bilmiyor” flaş haberini geçebilsinler diye yapıyorum. Değerli meslektaşlarıma ve lisedeki edebiyat öğretmenim sevgili Sultan Semiha Sandıkçı’ya duyurmak isterim.

 

 

 

Serkan AVCI

 

Genel Başkan Yardımcısı

 

Keyword : Al Gardını Öğretmenim! haberi , Al Gardını Öğretmenim! oku , Al Gardını Öğretmenim! konusu , Al Gardını Öğretmenim! hakkında , Al Gardını Öğretmenim! manşeti , Al Gardını Öğretmenim! perde arkası , Al Gardını Öğretmenim! olayı , Al Gardını Öğretmenim! son dakika , Al Gardını Öğretmenim!

Henüz Yorum Yok.
İlk Yorum Yapan Siz Olmak İstermisiniz.


(Güvenlik İçin Max:750 Karakter)
Kalan Karakter Sayısı





Öğretmenin Haber Kaynağı İletişim:ogretmendenhaber@hotmail.com