Öğretmenlerin Son Umudu Başbakan

Öğretmenlerin Son Umudu Başbakan

Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan 700 bine yakın öğretmenimiz Milli Eğitim Bakanı ve Sendikalardan umudunu kesti. Maaşlarının yetersizliği ve itibarsızlaştırma kampanyalarının had safhaya ulaştığı bu ortamda sitemizin baş tacı öğretmenlerimiz öğretmen maaşlarını ve sorunlarını haber yapmamız konusunda çok sayıda mesaj göndermektedir. Baş tacımız öğretmenlerimiz adına bu haber Kamudanhaber sitesi tarafından kaleme alınmıştır.

NOT: Sevgili Öğretmenler lütfen bu habere bir kaç saniye ayıralım ve sorunlarımızın daha fazla kişi tarafından okunmasını sağlamak için bu haberi paylaşalım.

Öğretmenlerimizin sorunlarını herkes biliyor. Çözüm yollarını herkes konuşuyor. Amaaa iş icrate kaldı mı elde var sıfır. Aslında 700 bin kişi bu ülkede hakkını alamıyorsa öğretmenlerimizin de kendisini bi sorgulaması lazım.

Öğretmenlerimizin toplu sözleşme öncesinde tek umudu Başbakan...

Toplu sözleşme süreci öncesinde aşağıda ki haberi Başbakanımızın twitter ve facebook sayfasında paylaşalım.

ÖĞRETMENLERİMİZİ UNUTMAYACAĞIZ ! UNUTTURMAYACAĞIZ

Öğretmen maaşlarının sürekli gündemde tutulması popülizmdir.

İktidarımız döneminde öğretmen maaşlarını yüzde 242 artırdık.

Beğenmeyen öğretmen başka iş yapsın.

Öğretmen maaşları OECD ülkelerinin altında değil.

Öğretmenler yarım gün çalışıyor

Öğretmenler yıllık 25 bin dolar alıyor

Öğretmenler OECD ortalamasının altında çalışıyor.

Öğretmenler derse geç geliyor.

Bu sözler ve daha nicesi devletin yetkili ağızları tarafından dönem dönem öğretmenler üzerine yapılan değerlendirmelerdir. Yine bunun yanında son bir aydır Maliye Bakanının her gittiği ortamda ve Meclis kürsüsünde öğretmen maaşları üzerinden demeçler vermesi eğitim camiasını rahatsız etmektedir.

Kamu Personeli içerisinde mübalasız en düşük ücret öğretmenlerindir. Göreve yeni başlayan 4 yıllık fakülte mezunu bir öğretmenimizin aldığı maaş 1530 TL dir. Buna karşın bir hizmetlinin maaşı 1800 TL yi geçmiştir.

İktidarları döneminde öğretmen maaşlarını yüzde 242 artırdık diye övünen Maliye Bakanı , İktidarları döneminde maaş artışı yapmış oldukları diğer kamu personellerinin ücret artış oranlarını açıklayabilir mi ?

Örneğin; Bir imam 2003 yılında ne kadar ücret alıyordu ? Bugün ne kadar ücret alıyor ? Bir Polis 2003 yılında ne kadar ücret alıyordu ? Bugün ne kadar ücret alıyor ?

Maliye Bakanı bütün kamu personelinin maaşlarına, ek ödeme ve diğer sair ödemelerine yapılan zamları masaya yatırdığı zaman en düşük ücret artışının öğretmenlere yapıldığını görecektir.

Yine bunun yanında öğretmen maaşlarını iki kat artırmakla övünen Maliye Bakanına, iktidarları döneminde yapılan zamlarınkaç kat olduğunu birkaç kalem mal üzerinden hatırlatalım.

2003 yılında bir devlet memuru 30 – 40 bin Tl arasında bir ücrete ev sahibi olabiliyordu. Bugün bir devlet memuru ev almaya kalksa ortalama 150 – 160 bin TL gözden çıkarmak zorundadır. Artış tam 5 kat…

İktidara geldiğinizde bir litre benzin 1,55 Tl iken bugün 4,35 TL dir. Yaklaşık 3 kat artış olmuştur.

Bu örnekler çoğaltılabilir ancak yazıyı uzatmamak adına sadece benzinden örnek verilmiştir. Çünkü akaryakıta gelen zam bütün tüketim maddelerine yansımaktadır.

Öğretmen maaşlarının son 9 yılda eriyip gitmesinde suç sadece hükümetinde değildir. Bu konuda taraf olan sendikalarda hükümet kadar suçludur. Devletin verdiği aidatlar ile sendikacılık yapmaya çalışanlar sendikacılık kültürünü değiştirmiş, salon ve internet sendikacısı olarak toplumun hafızasına kazınmaya başlanmıştır. Öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirme ve menfaatlerini koruma amacıyla kurulan sendikaların siz öğretmen maaşları için ortak bir eyleme imza atabildiğini gördünüz mü ? Göremezsiniz. Bu konuda polislerin bile tiye aldığı cılız eylemler, hükümete resmi yazı ile zam talepleri ve 5 yıldızlı otellerin salonlarında öğretmenlere zam için hükümete yapılan çağrılarla sendikacılarda öğretmenlerin gazını almaktadır.

Sendikacılığın mayasında muhalefet ve eylem bulunmaktadır. Sendikacılık muhalif duruş ve eylemlerle ortaya çıkmış bir kavramın olgusudur. Milli Eğitim Bakanlığı önünde öğretmenler için açlık grevi başlatan bir sendika olamaz mı ?

Türkiye’nin bir ilinden öğretmenleri ve üyelerini arkasına alıp Meclis’e öğretmenlerin özlük hakları için yürüyecek ve tepki ortaya koyacak bir sendika başkanı çıkamaz mı ?

Maalesef bu sistemde çıkamaz. Devletten alınan ücret ile sendikacılık ancak salonlarda ve basın önünde yapılır.

Gerçi sendikacılar dönem dönem eylem kararı alsalar da , öğretmenleri yıllardır siyasi temel üzerinden ayrıştıran sistem ve bunu sendikalar aracılığı ile neredeyse düşmanlık noktasına kadar getiren sistem, öğretmenlerin birlik içerisinde bir eylem yapmasına asla izin vermez. A sendikasının eylemine bölücü, B sendikasının eylemine Ergenekoncu, C sendikasının eylemine de Yandaş sendika diye; sendika üyesi öğretmenler katılmazlar. Zaten birde hiçbir sendikaya üye olmayan öğretmenlerimiz var ki, onlar sendika üyelerinden daha çok eleştiriyorlar sendikaları . Neymiş efendim sendikalara üye olmayın fişlenirsiniz…İşte böyle garip bir durum.

Aslında öğretmenlerin özlük hakları konusunu sendikalarla dağıtmadan direk öğretmenlerin açlık sınırında yaşadıklarını olta, balık iğnesi, makara enflasyon rakamları ile değil halkın hesabı ile ortaya koyalım.

Göreve Yeni Başlayan Bir Öğretmenin aldığı maaş : 1530 TL

Öğretmenlerimizin diğer bir çok kamu personeli gibi yemek ve servisleri de bulunmamaktadır. Bunu da göz önüne alarak gelin bir hesap yapalım.

Göreve yeni başlayan bir öğretmenin evi olmaz. Öğretmen kendisi için yapılan öğretmen evinde kalmak günlük en az 25 TL ücret ödemek zorunda ki bu aylık 750 TL ye tekabül eder maaşın yarısı gider. Öğretmenlerimiz kümes gibi bir ev yada bodrum katı bir ev kiralamaya kalksa 350 – 400 TL yi gözden çıkarmak zorundadır.

Günlük yemek ihtiyacını çay, simit, makarna gibi aparatif ve ucuz yollu yiyeceklerle kapatmaya kalkışsa bile , bugün bir tas çorbanın 5 TL olduğu bir dönemde öğün başına 5 tl harcasa günde 15 Tl yapar ve aylık 450 TL ye tekabül eder.

Yol parası olmadığı için özellikle de büyük şehirlerde ki öğretmenlerimizin tek vasıta ile ulaşımını sağladığını göz önüne alırsak en yakın mesafe de bile günlük 5 TL ücret ödemek zorunda olduğunu unutmadan aylık 110 -120 TL ulaşım ücreti verdiğini hatırlayalım.

Yılda iki takım elbise almak zorunda olan öğretmenimizin diğer giyim eşyaları ile birlikte yılda en az 1000 TL gözden çıkarması gerektiğini düşünürsek aylık 100 TL giyime para ayırmak zorunda olduğunu görürüz.

Elektrik, su, telefon,adsl hattı için de öğretmenlerimizin ayda en az 200 Tl ayırmak zorunda olduğunu minimize ederek düşünelim.

Bu öğretmenimizin eşinin çalışmadığını ve birde çocuğunun olduğunu düşünürsek en kalitesiz bir bebek bezinin bile 20 TL den aşağı olmadığını varsayarsak, bebesinin maması , ilacı, bezi , eşinin ihtiyaçları ile birlikte değerlendirdiğimiz zaman aylık 150 TL ayırırsak çok olmaz heralde..

Yakıt masrafı olmazsa olmazlarımızdandır. Sobalı evlerde bile yılda 1000 TL yakıt ücretini, yanına tüp yada doğalgaz koyarak unutturmazsak aylık ortalama 100 Tl ısınma gideri bulunmaktadır.

Sağlık sistemimizin randevu alma sisteminin bile ücretli olduğu bir dönemde aylık ortalama hastane, ilaç masrafları ile 50 Tl öğretmenlerimiz için ayıralım.

Göreve yeni başlayan öğretmenlerimizin öğrenim kredisi borcunu aylık olarak ödemek zorunda olduklarını hatırlatalım ve bu maaşla ödeyemeyeceklerini not edelim.

Bunun dışında öğretmenlerimizin tiyatro izleme, sinemaya gitme, kitap alma, yüksek lisans ve doktora gibi kariyer yapma ve diğer burada yazamadığımız bir çok etkinlik ve yine bunun yanında temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını göz önüne bile getirip hesaba katmıyoruz.

Ev Kirası : 400 TL

Gıda ve Beslenme 450 TL

Giyim 100 TL

Isınma 100 TL

Faturalar 200 TL

Sağlık 50 TL

Ulaşım 100 TL

Eş ve çocuğunun gideri 150 TL

AYLIK GİDER GENEL TOPLAM : 1550 TL

Yukarıda yapılan geçim hesabına akıl, vicdan ve inanç sahibi kimse itiraz edemez. Yine bunun yanında bizim burada yazmadığımız ve bir insanın ve evin ihtiyacı olan onlarca kalem ihtiyaç listesi ve sosyal etkinlik listesi çıkar. Ancak Yoksulluk sınırı üzerinden hesap yaptığımızda öğretmenlerin yoksulluk sınırında yaşam sürdürdüklerini gözler önüne sermek istedik.

Maliye Bakanı Meclis konuşmasında öğretmenlere yüksek zam vererek ülkenin geleceğine ipotek konulamayacağına atıfta bulunuyor. Bürokrat maaşlarını bir gecede yüzde yüz artırırken ipotek konulmadı mı ? Askere, Polise ,İmama, Sağlıkçıya verirken bu ülkenin geleceğine ipotek konulmadı mı ? Kendi danışmanlarınızın maaşını bir gecede yüzde 170 artırırken bu ülkenin geleceğine ipotek aklınıza gelmedi mi ? Sizin şoförünüzün bile maaşı öğretmen maaşının neredeyse iki katıdır. Giymiş olduğunuz bir takım elbisenin fiyatı ile bu ülkenin geleceğini inşa ettiğiniz öğretmenler geçinmeye çalışmaktadır.

Sonuç olarak Maliye Bakanı olarak bundan fazlasını veremeyiz diyorsanız. Öğretmenlere ek iş yapma hakkı tanıyınız. Madem ki hükümet olarak gücünüz bu kadar maaşa yetiyor, o halde öğretmenlere ek iş yapmayı yasaklayan kanun maddesini kaldırın ve öğretmenlerimiz de pazarcılık, işportacılık, hamallık vs. ek işler yaparak geçim standartlarını yükseltmeye çalışsınlar.

Sözün özü şudur. Türkiye’nin geleceğini inşa eden ve çocuklarınızı emanet ettiğiniz öğretmenler yoksulluk sınırındadır. Bu sorunun çözümü için 50 – 100 Tl ek ödeme vs artışla öğretmen camiasını artık susturamazsınız. En düşük öğretmen maaşı kesintisiz 2000 TL olmalıdır. Bir öğretmenin okulunda ki hizmetliden 200 Tl fazla ücret talep etmesi gayet normal bir istekdir.

Bu konuda öğretmen camiası iktidarın tüm Bakanlarına ve sendikacılara olan güvenini yitirmiştir. Tek ümitleri Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN dır.

Bu ülkede Ak Parti hükümetine oy veren öğretmenlerde dahil tüm vatandaşlarımız Başbakan’ın şahsına oy vermekte ve ona güvenmektedir. Eğer ki Başbakanımızda öğretmenlerin haklı talebine kulak tıkar ve görmezden gelirse işte o zaman …

Öğretmenlik mesleği ve itibari tamamen bitilmiş olacaktır.

Saygılarımla

Haber Kaynağı: www.kamudanhaber.com