8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Türkiyeye Kaybettirdi

8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Türkiye’ye Kaybettirdi

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) rutin olarak gerçekleştirdiği eğitim toplantılarında bu kez kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve büyük tartışmalara yol açan 12 yıllık kesintili ve zorunlu eğitim konusunu ele aldı.

DES Genel Merkezinde dün başlayan ve bugün öğlen saatlerinde biten toplantıya Anadolu Kadın Meclisi, Türkiye Medya Konseyi, Engelli Çocuklar Eğitim Derneği, Yüksek Öğrenim ve Eğitimciler Grubu, Çevre ve Doğa Derneği, EKD, DESAM, Artvin Çalışma Grubu Platformu, Eğitim Bileşenleri Platformu gibi 18 dernek ve sivil toplum örgütünden oluşan inisiyatif grubunun başkan ve temsilcileri katıldı.

Çok sayıda öğretmen, yönetici, pedagog, akademisyen, veli ve öğrencilerin karşılıklı istişare ve bilgi alışverişinde bulunmak amacıyla bir araya geldiği toplantıyı yöneten AKM Başkanı Aynur Subaşı toplantı gündemini okudu, ardından DESAM Başkan Yardımcısı Hasan Türkel ise yasa taslağı ile birlikte bilgilendirme amaçlı konuşma yaparak toplantıyı başlattı.

8 YILLIK KESİNTİSİZ EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİMİ VE ÇIRAKLIĞI YOK ETTİ

Toplantı sonuç raporuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen ve soruları cevaplandıran DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “İtiraf edilmelidir ki, 8 yıllık kesintisiz eğitim İmam Hatiplerin önünü kapatmak için alelacele çıkarılmış ve bu uğurda meslek liselerini de yok olma noktasına getirmiştir. 8 yıllık kesintisiz eğitim Türkiye’ye çok şeyler kaybettirdi. Meslek okullarının önünü kapatanlar, esnaf ve sanatkârın insan kaynağı olan çıraklık müessesine darbe vuranlar bu ülkeye en büyük kötülüğü yapanlardır. Milyonlarca mesleksiz, kalifiyesiz lise mezunu, üniversite mezunu işsiz olacağına altın bilezikli tekniker, meslek erbabı teknisyen yetişsin. Gençler neye ilgi duyuyorsa, neyi istiyorsa onu okusun. Gençlerin önüne bilim dışı, akıl dışı, ideolojik engeller koymayın. Gençlerin önünü açın. Büyük Türkiye’nin yolunu aydınlatın” dedi.

MESLEK OKULLARININ YILDIZI PARLAYACAK

“Bizler, DES çatısı altında bir araya gelen 18 kuruluş, 12 yıllık zorunlu ve kesintili eğitimi Türkiye’nin vazgeçilmezi olarak görüyor ve destekliyoruz. Enderunlardan, Köy enstitülerine ve teknik okullarına kadar köklü ve derin bir niteliğe sahip olan eğitim sistemimiz tekrar kurumsallaşacak, hedef ve amacı doğrultusunda form kazanacak ve eğitimin tüm paydaşları rahat edecektir. Ayrıca Türkiye ihtiyaç ve şartları doğrultusunda en bilimsel ve pedagojik bir sistemin altyapısını hayata geçirmiş olacaktır. Türkiye ekonomisinin en çok talep ettiği kalifiye eleman açığı giderilecek ve illerin sanayi durumuna göre büyük teşviklerle yeni yeni meslek liseleri açılacaktır. 12 yıllık zorunlu ve kesintili eğitime karşı olmak demek, daha eğitimli ve nitelikli bir toplum projesini istemiyorum demektir. 12 yıllık zorunlu eğitime karşı olmak demek siyasi hırs ve ideolojik takıntılarına yenik düşmek demektir” şeklinde konuşan Gürkan Avcı, şunları özetle kaydetti;

28 ŞUBATIN EĞİTİM REFORMCULARI DA HESAP VERSİN

28 Şubat sürecinde yapılan eğitim reformlarının, eğitimin kalitesine artı bir değer getirmediği gibi öğrenci, öğretmen, veli ve işgücü piyasasını memnun etmediği şimdiye kadar yeterince tecrübe edilmiştir. O gün bu karara imza atanlar başarısızlıklarla, verimsiz ve kalitesiz çıktılarla boğuşan eğitim sistemimizin geldiği içler acısı durumun sorumlulularıdır ki bugün 28 Şubat'ın pedagogluğuna soyunanlar bu vebale ortak olduklarının yeterince farkında değildir. Kaldı ki bu pedagoglar eğitim politikalarının partizanca veyahut ideolojik tavırların sergilendiği bir alan haline dönüşmesine zemin hazırlamıştır. 28 Şubattaki karanlık sürecin faillerinin yargılandığı bir Türkiye’de eğitim sistemimizi katleden sorumlulardan da hesap sorulmalıdır.

4+4+4 FIRSAT EŞİTLİĞİNİ GETİRECEK

Oysa 4+4+4 olarak bilinen 12 yıllık kesintili ve zorunlu eğitim önerisi, 28 Şubatın rövanşı olmanın çok ötesinde, Türk eğitim sisteminin hangi donanımlara sahip gençlik istediği, nasıl bir işgücüne ihtiyaç duyulduğu ve milletimizin evrensel amaçları konusunda netliği ve toplumsal kabulü olan bir planlamayı öngörmektedir. Son aylarda yapılmaya başlanan reform ve yenilik çalışmaları eğitim sistemimizi hedef ve strateji yokluğundan, günü kurtarmaya dönük geleneksel çabalardan, istatistiksel göstergelere hapsetmekten kurtaracak ve uzun vadede eğitimin kalitesini artıracak, eğitimdeki fırsat eşitliğini güçlendirecektir. Öğrencilere ve gençlere alanını seçme özgürlüğü, kararını değiştirme fırsatı, esneklik ve bağımsızlık tanıyacaktır.

8 YILLIK KESİNTİSİZ EĞİTİM TOPLUMU KASTLAŞTIRDI

28 Şubat süreci başta olmak üzere geçmiş dönemlerde eğitim sisteminde gerçekleştirilen yapısal müdahalelerin çoğu eğitimde eşitsizliği derinleştirmiş, toplumu kastlaştırmış, öğrencileri dershane kapılarında perişan etmiş, ezberciliği ve şekilciliği güçlendirmiş, eğitim niteliksizleşmiş, diplomalar piyasada değersizleşmiş ve sonuçta Tükiye’nin uluslararası değerlendirmelerde düşük performans sergilemesine yol açmıştır. Bazı üçüncü dünya ülkelerinde uygulanmaya devam edilen sekiz yıllık kesintisiz eğitim yerine, öğrencileri yetenek ve istekleri doğrultusunda belli bir hedefe yönlendirecek olan yeni, kesintili sistem, 2023 vizyonunu önüne koyan bir Türkiye’nin başat gücü olacaktır.

FORMASYONEL DİN EĞİTİMİ VERİLECEK

4+4+4 sistemi katsayı farklılığını ortadan kaldırdığı için eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacaktır. Bilişsel ve fiziksel farklılıkları bulunan ilk, orta ve lise öğrencilerinin ayrı okullarda eğitim almasını öngördüğü için 7 yaşındaki çocukla 14 yaşındaki çocuğun psiko-sosyal açıdan deformasyonunu engelleyecektir.

Kesintisiz eğitimde,14-15 yaşında ilköğretimden mezun olunduğu için, alan belirleme açısından çok geç kalınıyordu. Yeni sistemde çocukların kabiliyetleri erken yaşlarda keşfedilip, başarılı oldukları alanlara yönlendirilmeleri mümkün olacaktır. Yeni sistem, “ağaç yaşken eğilir” atasözüne uygun olması yönüyle de avantajlı ve pedagojik bir düzenleme sağlayacaktır.

Öte yandan 4+4+4 sistemi çocuğuna sağlıklı ve bilimsel bir müfredatla din eğitimi verilmesini isteyen velilere liyakatli ve pedagojik formasyonlu öğretmenler nezaretinde devlet kontrolünde din eğitiminin de önünü açması bakımından oldukça önemlidir.

Demokrat  Eğitimciler Sendikası