10.03.2012 - 10:17
Okunma (1466)
Yorum (0)
Paylaş

Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım!

Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım!

 

 

Sendikamız doğal alanı dışında, siyasi bir atmosferde tartışılan eğitim sistemimizi yeniden yapılandırma çalışmalarını endişe ile izlemektedir. Kendi tabanının sesini yükseltme ülküsünde olan Anadolu Eğitim Sendikası, öncelikle ve ivedilikle konuyu öğretmen odalarına taşımıştı. Teklif henüz revize edilmeden hazırladığımız anket soruları 4250 öğretmen tarafından yanıtlanmıştır. Eğitim sisteminin en önemli unsuru olan öğretmenlerimizin zorunlu- kesintili eğitime dair görüşleri 8 Mart Perşembe günü sendika genel merkezimizde ulusal basının temsilcileriyle paylaşılmıştır.

 

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Sayın Cansel GÜVEN sözcülüğünde gerçekleşen basın toplantımıza katılan basınımızın değerli temsilcilerine teşekkür ediyor, açıklamanın önemli başlıklarını ve anket sonuçlarını kamuoyuyla paylaşıyoruz…

 

Anadolu Eğitim Sendikası Basın Sekreterliği

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eğitim Sistemimizin Yeniden Yapılandırılması

 

Sendikamız doğal alanı dışında, siyasi bir atmosferde tartışılan eğitim sistemimizi yeniden yapılandırma çalışmalarını endişe ile izlemektedir. Eğitim; siyasi tarihimizin hesaba çekileceği, seçim vaatlerine malzeme yapılacak bir alan değildir. Daha da önemlisi insan üzerine deney yapılamaz.

 

Hiçbir reform “akşamdan sabaha” hazır edilemez!

 

PİSA raporlarında başa güreşen ülkelere baktığımızda eğitim sistemlerinde on yıllarca, hatta yüz yıla varan sürede bir değişiklik yapılmadığı görülecektir.  Cumhuriyet tarihi boyunca değişen iktidarların kendi ideolojisini dayatma, en hafifinden “gelmişken yeni bir şey yapma” kaygısıyla pek çok değişiklik yapmış olması, bizi eğitim yarışında övünülecek bir sıraya taşıyamadı. Başarılı örneklerde de sebat edilemedi. Oysa eğitim sisteminde yapılan ufacık bir değişikliği “başarılı” ya da “başarısız” sayabilmemiz için on yıldan fazla bir süre geçmesi gerekir. Bu süreyi kısaltmak, başarıyı garantilemenin yolu iyi planlama yapmaktır, hazırlık süresini uzun tutmaktır. Kısacası hiçbir reform “akşamdan sabaha” hazır edilemez.

 

Eğitimin neresinden kesileceğine değil, niteliğine yoğunlaşılmalıdır!

 

Gelişmeye, değişmeye dair bir direnç ve önyargı içerisinde olmayan Anadolu Eğitim Sendikası, kesintili zorunlu eğitime dair tartışmaları 1+4+4+4 teklifinden önce izlemeye almıştır. Son Milli eğitim Şurası dahil bugüne kadar tüm şuralarda alınan binlerce “tavsiye kararı” arasından bir seçki yapıldığında, en temel kararların eğitimin niteliğine, kalitesine dair olduğu görülecektir. Sürecin niteliği kesintili ya da zorunlu oluşundan kıyas götürmeyecek denli önemlidir.

 

Her değişikliğin bir ihtiyaçtan kaynaklanması ve sonuçta o ihtiyacı gidermesi gerekirken “NEDEN DEĞİŞTİRİYORUZ” sorusuna bilimsel bir karşılık alamıyoruz. Sistemi değiştirecek olanların eğitim alanı dışından olması, eğitim hizmeti alan öğrenciler, veliler kadar bu hizmeti veren biz öğretmenler için de ayrıca kaygı vericidir.

 

Eğitim, ne zorunlu, ne bilimsel, ne de parasız!

 

Yürürlülükte olan “kesintisiz, parasız, zorunlu 8 yıllık eğitim” gerçekte taşımalı, paralı ve isteğe bağlıdır. Felsefesi gereği eğitim, zaten “zorunlu” olamaz. Tanımında “istendik davranış değişikliği yaratmak” bulunan eğitim ancak özendirildiğinde (kaliteli), ihtiyaca yönelik (bilimsel), ulaşılabilir (parasız) olduğunda yaygınlaşacaktır. Diğer bir açıdan, yaptırımı olmayan hiçbir edim zorunlu değildir. Getirilen değişiklik önerisinde de eğitime devam edilmediğinde hangi yaptırımların uygulanacağı belirtilmemiş, 12 yıllık eğitimin parasız olacağına değinilmemiştir. Eğitim maliyetini karşılayamayan bir yurttaşa “okumak zorundasın” denemez.

 

Hiçbir örnek Türkiye’yi bağlamaz!

 

Tasarıyı lehte, aleyhte tartışanların düştüğü en temel hata, dayanak gösterilen diğer eğitim sistemleridir. Türkiye’nin eğitim sistemine başka ülkelere bakarak karar vermek, komşuya iyi gelen ilacı içmek gibidir. Sonuçları felaket olabilir. Her ülke demografik yapısı, sosyo-ekonomik koşulları, kültürü, ihtiyaçları bakımından özgündür. Ortak olan tek şey bilimdir.

 

Uzaktan eğitimin, dini eğitimin sorun edilmediği ülkelerde ne çocuk gelinlere, çocuk işçilere, ne de din temelli kadrolaşmaya rastlanmaz. Ders seçkisinin bol tutulduğu, bireysel farklılıkların gözetildiği ülkelerin öğretmen profili, okulların fiziki yapısı, eğitime ayrılan bütçe bizimkisiyle kıyaslanamaz. Yine “başarılı” addedilen ülkelerde fiziki ve beşeri anlamda bölgesel farklar minimal düzeydedir. Tüm bu gerekçelerle altını çizerek söylüyoruz ki; Dünya üzerinde başka bir Türkiye yok. Yapısal bir değişikliğe gideceksek bunu kendi koşullarımız ve ihtiyaçlarımız üzerinden gerçekleştirmeliyiz.

Keyword : Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! haberi , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! oku , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! konusu , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! hakkında , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! manşeti , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! perde arkası , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! olayı , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım! son dakika , Eğitimi Neresinden Keseceğimizi Değil, Niteliğini Tartışalım!

Henüz Yorum Yok.
İlk Yorum Yapan Siz Olmak İstermisiniz.


(Güvenlik İçin Max:750 Karakter)
Kalan Karakter Sayısı





Öğretmenin Haber Kaynağı İletişim:ogretmendenhaber@hotmail.com