Eğitim Sendikası Yöneticilerinin Vicdanı Rahat Mı

Eğitim Sendikası Yöneticilerinin Vicdanı Rahat Mı

Bilindiği gibi ülkemizde çok sayıda eğitim sendikası bulunmaktadır. Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Teç-Sen (Temmuz 2011 maaşlarına göre en fazla üyeye sahip beş sendika)….

Bu sendikalardan Eğitim Bir Sen’in üye sayısı 195.695, Türk Eğitim Sen 179.300, Eğitim Sen 115.949, Eğitim İş 23.353, Teç-Sen 4.648 üyesi bulunmaktadır. Toplam Üye Sayısı 520-525 bin civarındadır.

Bu sendika üyesi çalışanların maaşlarından 10 TL sendika aidatı kesintisi yapılmakta ve bu miktara karşılık olarak aylık 15 TL’lik sendika ödeneği üçer aylık dönemler halinde memur maaşlarına yansıtılmaktadır. Bu demektir ki; sendika aidatları devlet tarafından ödenmektedir. Kesinti 10 TL, ödenek 15 TL olduğu için sendikalı memura aylık 5 TL sendika ödeneği verilmektedir.

Geçmişte ülkemiz kötü bir işçi sendikacılığı tecrübesi yaşamış, çalışanlar sefalet içinde yaşarken sendikacılar ülkenin yaşam standartlarını çok üstünde yaşam sürmüşlerdir. Yaşantıları basında sürekli yer almış, ülke gündemini meşgul etmiştir.

Üç-beş yıldızlı otellerde yapılan, zaman zaman eğitim öğretimin aksamasına neden olan , basında birkaç satır haber olmaktan öteye geçmeyen toplantılar;  kamuoyu vicdanını ve sendikalara üye olan olmayan eğitim çalışanlarını rahatsız eder duruma gelmiştir.

Öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşulları konusunda yeterince kazanım elde edemeyen sendikalardan son günlerde başta kazanımsızlık olmak üzere, çeşitli nedenlere bağlı olarak istifalar başlamıştır. Devam edecek gibi de görünmektedir.

Sağlık Bakanlığının emekli doktorların maaş artışı ile ilgili bir çalışma yürüttüğü, İçişleri Bakanlığının Emniyet Teşkilatı çalışanlarına ek zam verilmesi ile ilgili çalışma yaptığı geçtiğimiz günlerde basında sıkça yer almıştı. Eşit işe eşit ücret anlayışı kapsamında herhangi bir kazanım elde etmeyi başaramayan sendikalar ve bağlı olduğu konfederasyonlar defalarca görüşmelerine rağmen eğitim çalışanlarının haklı istekleri konusunda ne Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer DİNÇER’i ne de Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ikna edebilmiş görünmemektedirler. Eğitim çalışanlarının haklı taleplerini anlatmak konusunda yetersiz kaldıkları ortadadır.

Eğitim sendikaları ufak tefek birkaç dava kazanmanın gerçek anlamda sendikacılık olmadığını, asıl sendikacılığın çalışanların özlük haklarında ve çalışma şartlarında kazanım elde etmek olduğunun farkına varmalıdırlar.

Toplu görüşmeler öncesi eğitim çalışanları rahatsızdır. Sendikaların masaya yumruğunu vurmasını ve ağırlığını koymasını beklemektedir. Eğitim çalışanlarından aldıkları gücü daha etkin kullanmaları istenmektedir. Aksi takdirde hem sendikaları hem de eğitim çalışanlarının zor günler beklemektedir.

Kaynak:ogretmendenhaber