01.03.2012 - 18:53
Okunma (2094)
Yorum (0)
Paylaş

Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü

Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü

Eğitim sistemimiz üzerine 1997 yılından bu yana tartışmalar devam etmektedir. Kesintisiz eğitim, sistem açısından öğrencilerimizin geleceği açısından faydalı mı değil mi?

 

Bu tartışmalar bugün ki geldiğimiz noktada zirveye ulaştı.

Sendikalarımız ise bu konuya farklı açıdan yaklaşmaktadır. Genel yetkili sendika Eğitim Bir Sen’in konuya yaklaşımı ise “kesintisiz eğitim uygulamasının kaldırılması ve kademeli hale getirilmesi” doğrultusunda olmuştur. Kesintisiz eğitimin sistemimizde oluşturduğu yanlışlar ve mağduriyetler ise şu şekil de belirtilmiştir:

“Oyun çağına yakın olan çocukla, eğlence çağına yakın çocukların aynı ortamda ve benzer eğitim içerikleriyle eğitimin verilmesi nedeniyle eğitimde verimliliğin düşürülmesine neden olunmuştur.

Beceri geliştirme ve bilgiyi işleme gibi iki ayrı dönemde bulunan yaş gruplarının aynı çatı altında eğitim alması nedeniyle, çocukların beceri ve bilgi arasındaki ayırımı hissetmelerine engel olunmuştur.

Çocukların gelişim sürecini dikkate almayan eğitim verilmesine sebep olunmuş, çocukların seçebilme özgürlükleri elinden alınmıştır.

Pedagoji biliminin verileriyle örtüşmeyen eğitim sisteminde hizmet sunmak zorunda bırakılan bir eğitimci kitlesi oluşturulmuştur.

İlköğretim sürecinin tek programlı olması nedeniyle ülkenin bilim, sanat ve spor adamına ilişkin insan kaynakları verileri stabil hale gelmiştir.

Üstün yetenekli ve üstün zekâlı çocukların farklı eğitim kurumlarına ve öğretim programlarına yönlendirilmesine engel olunmuştur.

Temel eğitimle ortaöğretim arasında kurulması gereken bağ gözardı edilmiştir. Çocukların ve ailelerinin geleceklerine ilişkin tercihlerini 14 yaşından sonrasına bırakmasına neden olunmuştur.

Çocukluk ve ilk ergenlik döneminde, özgür tercihleriyle hayatına yön verme hakkının olmadığına inanan bir vatandaş kitlesi oluşturulmuştur.

Gelişim evresi bakımından birbirinden farklı konumda olan çocukların aynı ortamda bulunmasından kaynaklanan uyumsuzluklara kapı aralanmıştır.

Küçük yaş gruplarına yönelik okul içi şiddet ve taciz olaylarının sayısı artmıştır.

İlköğretim kurumları, başta madde bağımlılığı olmak üzere kötü alışkanlıkların öğrenildiği sosyal mekanlar haline dönüşmüştür.

Farklı eğitim programlarına tabi olan öğrencilerin birarada bulunmasına, programlarda yer verilen hedeflerin yaşantıya dönüşmesine engel olunmuştur.

İlköğretim kurumlarının yönetiminde, öğrencilerin farklı yaş grubu aralığında olmasından kaynaklanan yetersizliklere kapı aralanmıştır.

Mesleki ve teknik eğitime ilişkin tercihlerin yapılmasına engel olan ve fırsatlarla daha geç tanıştığı için “vasıfsız işçi” sıfatı makus talihe dönüştürülen bir gençliğe kapı aralanmıştır.

Eğitim hayatının en önemli evresi sayılabilecek 6-14 yaş grubunda geleceğiyle ilgili plan yapma isteği olmayan bir gençlik oluşturulmuştur.

Eğitim, kendini gerçekleştirme ve kendi olabilme zemini olmaktan çıkarılmıştır.

Çocukların, hedef değiştirme veya hedeflerini geliştirme yeteneğinin gelişmesine engel olunmuştur.

Nüfusun az ve yerleşimin dağınık olduğu yörelerde çocukların küçük yaşlarda kendi yaşam alanlarından kopmasına neden olan taşımalı eğitim uygulaması eğitim sisteminin zorunlu parçası haline getirilmiştir.

Kamu maliyesi kaynaklarının, taşımalı eğitim giderlerine aktarılmasına neden olunmuştur.

Küçük yerleşim alanlarındaki eğitim kurumlarının kapatılmasına neden olmak suretiyle, öğrenciler dışında yerleşim alanındaki diğer vatandaşlara da informel eğitim fırsatı sağlayacak öğretmenlerin bu alanlarda hizmet sunmasına engel olunmuştur.

14 yaşına kadar aynı öğretim programına tabi olan çocuklardan, bu yaştan sonra hayatlarının kalan bölümleriyle ilgili karar vermesi beklenmiştir.

Ülkemizin lisanslı sporcu sayısının azlığına neden olunmuştur.

Beden gücünün yoğun olarak kullanıldığı sektörlerin ara eleman ihtiyacının doruk noktaya ulaşmasına ve karşılanamamasına kapı aralanmıştır.

Kamu maliyesi kaynaklarının, nitelikli insan için harcanmasına engel olunmuştur.

Estetik düşünce bakımından yetenekli olan çocukların, bu alanda daha erken yaşta eğitim görmelerine engel olunmuştur.

Eğitim planlamasında uzun dönem projeksiyonlu veri tahminlerinin yapılmasına engel olunmuştur.

Çıraklık, ustalık ve kalfalık sıfatlarının, yükseköğretim fırsatını kazanamayan bireyler tarafından edinilmesi olağan bir durum haline getirilmiştir.

Ebeveynlerin çocuklarının eğitimiyle ilgili olarak sekiz yıl gibi uzunca bir süre karar alamamalarına neden olunmuş ve bu sayede çocuğun eğitim sürecine ilişkin ebeveyn ilgisinin azalmasına kapı aralanmıştır.

Çocukların, aynı eğitim kurumunda akran baskısıyla daha fazla muhatap olmasına kapı aralanmıştır.

YİBO ve PİO türü ilköğretim kurumlarının sayısının artmasına ve çocukların daha küçük yaşlarda aile hayatından kopmasına neden olunmuştur.

Bölgeler ve yörelerarası kalkınmış düzeylerinin gözardı edilmesine ve bölgenin, yörenin veya yerleşim alanının ihtiyaç duyduğu alanlarda insan kaynakları portföyü oluşturulmasına engel olunmuştur.

İlköğretim sürecinin, bütün bireyler için ortak hedefler öngören bir yapı olarak monist kimlik üretme sürecine dönüşmesine zemin hazırlanmıştır.

Kişiye özel durumların ve kişilerin öznel hedeflerinin dikkate alınmamasına zemin hazırlanmıştır.

İlköğretim sürecinin, becerilerin farkına varma ve becerileri geliştirme süreci olarak yaşanmasına engel olunmuş ve bu süreç bir üst öğrenime devam etme hedefiyle sınırlı bir zaman dilimi olarak tasarlanmıştır.”

(Kaynak:http://www.egitimbirsen.org.tr/HaberDetay.aspx?MansetID=1398&Baslik=Kesintili Zorunlu Eğitime İlişkin Önerilerimizi Meclis’e Sunduk)

Ülkemizin 2. Büyük eğitim sendikası Türk Eğitim Sen ise 4+4+4 kademeli eğitim sistemine ise kesinlikle karşı çıkmaktadır. Türk Eğitim Sen’in konu ile ilgili görüşleri ise şu şekilde belirtilmiştir:

“Bu model 4+4+4 şeklinde değil; 1+5+3+4 şeklinde olmalıdır. Çünkü; 4+4+4 şeklindeki model 50 BİN SINIF ÖĞRETMENİNİ NORM FAZLASI DURUMUNA DÜŞÜRECEKTİR. Norm fazlası öğretmenler yeni bir krize yol açacak öğretmen ihtiyacının bulunmadığı illerde bu öğretmenlerin istihdamın edilmesi büyük sorun olacaktır.

Ülkemizde öğretmen açığı büyük bir yara iken, 350 bin öğretmen atama beklemesine rağmen atamaları yapılmazken, öğretmen açığı her yıl 30 bin. 40 bin öğretmen ataması yapılarak giderilmeye çalışılırken; 4+4+4 şeklindeki model öğretmen ihtiyacını daha da artıracaktır.

Birinci ve ikinci kademe 4 yıl pedagojik açıdan değerlendirilmelidir. Birinci kademe eğitiminin 1 yıl azaltılarak 4 yıla düşürülmesi, 2. kademe eğitiminin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması konusunda pedagojik olarak hangi çalışmalar yapılmıştır? Bunlar kamuoyuyla paylaşılmış mıdır? Ülkemizin ve sınıf öğretmenlerinin 5 yıllık ilkokul eğitimi üzerine önemli tecrübesi vardır. Durum böyleyken; İlkokul eğitiminin 4 yıla düşürülmesi, ülkemizin 5 yıllık ilkokul eğitimi tecrübesinin çöpe atılması anlamına gelmektedir.

 

Öğrencilerin mesleki anlamda istediği okula gidebilmesi olumlu bir yaklaşımdır. Ancak ilköğretim 4’üncü sınıftan sonra öğrencilerin eğitimlerine açık öğretim yoluyla devam edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılmasını doğru bulmuyoruz. 4. sınıftan sonra açık öğretimin hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını anlamak mümkün değildir.

Bu düzenleme hayata geçirildiğinde; ÇOCUK GELİNLERİN SAYISI HIZLA ARTACAK, ÇOCUK İŞÇİLİĞİ DOLAYLI OLARAK MEŞRU BİR ZEMİNE KAVUŞMUŞ OLACAK VE EN ÖNEMLİSİ ÖZELLİKLE KIZ ÇOCUKLARI EVE HAPSEDİLECEKTİR.

Eğitim-öğretim okulda yapılır. Eğitim öğretimi sadece ders kitaplarından ibaret görmek sağlıklı bir yaklaşım değildir. Öğrencilerin okul havasını soluması, arkadaşları ile birlikte olması, eğitimini yüz yüze ve öğretmenlerinin gözetiminde sürdürmesi, sosyalleşebileceği bir ortama sahip olması gibi unsurlarla birlikte eğitim öğretimi değerlendirmek gereklidir.

10 yaşındaki çocuklarımızı yüz yüze eğitimden mahrum bırakmak Türk Milli Eğitimi açısından yeni bir facia olarak değerlendirilmelidir. Bundan dolayı okulda eğitim şarttır. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımız için açık öğretim, ancak, sağlık durumu müsait olmayan ve çalışmak için başka bölgelere giden geçici tarım işçisi ailelerin çocukları için belli dönemlerde uygulanabilir. Bunun dışındaki tüm çağ nüfusunun okula mutlaka gitmesi sağlanmalıdır. “

(Kaynak: http://www.turkegitimsen.org.tr/haber_goster.php?haber_id=14193)

4+4+4 mü, 5+3+4 mü?

Burada tartışılan başka bir nokta ise 5. Sınıf okutan öğretmenlerimizin durumlarının ne olacağıdır?

Türk Eğitim Sen’in bu konuda ki değerlendirmesi ise “İkinci kademe eğitimini de 4 yıla çıkarıldığında öğretmen ihtiyacı doğacaktır. Bu durumda öğretmen ihtiyacı nasıl karşılanacaktır? Öğretmen atamaları ihtiyacı karşılamaktan uzaktır, öğretmen açığı ücretli öğretmenler eliyle giderilmeye çalışılmaktadır. Şu anda ülkemizde 60 bin ücretli öğretmen istihdam edilmektedir.  Dolayısıyla 4+4+4 şeklindeki model 50 bin öğretmenin norm fazlası olmasına neden olacağı gibi, ikinci 4 yılda da öğretmen ihtiyacına yol açacaktır. Bu kez Bakanlık öğretmen açığını gidermek için daha fazla sayıda ücretli öğretmen görevlendirmesi yapacaktır.” şeklindedir.

Genel Yetkili sendika olan Eğitim Bir Sen ise konu ile ilgili düşünceleri ise “8 yıllık zorunlu eğitimin 4+4 şeklinde kesintili olması durumunda 5. sınıfların ilköğretim ikinci kademeye dâhil edileceğinden hareketle mevcut sınıf öğretmenlerinden 1/5’inin norm fazlası olacağı ve mağdur edilecekleri şeklinde kirli propaganda yapılmaktadır. Öncelikle mevcut veriler ve ihtiyaçlar dikkate alındığında bunun söz konusu olmayacağını, hatta öğretmen ihtiyacının olacağını belirtmemiz gerekir.

5. sınıfa devam eden 12 yaşındaki öğrenci ile 6. sınıfa devam eden 13 yaşındaki öğrenci arasında fizyolojik açıdan paralellik söz konusudur. 07-11 yaş grubu ise bilimsel açıdan farklı bir grup olarak değerlendirilmektedir. 12 yaş ve sonrası çocuklar ise akademik eğilim içerisindedir. 5. sınıflarda ekseriyetle, mevcut uygulamada da bu öğrencilerin akademik eğilimleri gereği, dersler branş öğretmenleri tarafından verilmektedir. Halen 4. ve 5. sınıflarda "Beden Eğitimi, Görsel Sanatlar, Müzik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Yabacı Dil” derslerine branş öğretmenleri girmekte olup sınıf öğretmenleri, "Fen ve Teknoloji, Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler" derslerine girmektedir. Bu dersler haftalık toplam 16 saat etmektedir. Bu tartışmalarda özellikle beşinci sınıf düzeyinde derslerin akademik ağırlığının arttığı ve münhasıran bu alanlar için yetişmiş öğretmenler eliyle bu derslerin verilmesi gerektiği savunulmaktadır. Bu tartışmalar ışığında, 4. sınıf öğrencilerinin 1-2 ve 3. sınıf öğrencilerine daha yakın özelliklere sahip olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. 5. sınıftan itibaren akademik ağırlığın belirli bir düzeyde tanzim edilerek, bu derslerin branş öğretmenlerince verilmesi daha akılcıdır. İlk dört sınıfın, gelişim seviyeleri itibariyle birbirlerine daha yakın olmaları nedeniyle akademik bir eğitim yerine daha çok temel beceri odaklı bir eğitim alması gerekmektedir. İlk dört yılın beceri odaklı bir eğitim dönemi olarak kabul edilmesi pedagojik ve gelişimsel açıdan da uygundur. 5. sınıftan itibaren eğitim programlarında yapılacak bazı düzenlemelerle öğrencilerin akademik bir eğitim için hazırlanmaları, onların gelişim seviyeleri itibariyle ihtiyaçlarını karşılayacağı gibi, üst öğrenim kurumuna hazırlanma için de önemli fırsatlar oluşturacaktır. Bu düzeyde esnek program modelleri ile öğrencilerin farklı alanlarda kazanacakları edinimlerle daha nitelikli bir eğitim alma şansı bulabileceklerdir.” şeklindedir.

Sendika sayımlarının yaklaştığı bugünler de yapılan bu tartışmaların daha şiddetleneceği görülmektedir.

Burada sorulması gereken sorular ise şu şekildedir:

Yeni sistem de öğretmenlerimizin herhangi bir mağduriyet yaşayacak mıdır?

Konu ile ilgili olarak sadece akademik düzeyde mi çalışılmıştır; Sistemin baş aktörü olacak öğretmenlerimizin görüşlerine başvuruldu mu?

4+4+4 eğitim sistemin de mevcut okul idarecilerimizin durumu ne olacaktır?

Sistemin alt yapı çalışmaları yapılmış mıdır?

4+4+4 şeklinde oluşturulacak sistemde bina sorunu nasıl çözülecektir?

Sistemin pedagojik açıdan öğrencilerimiz için faydaları nelerdir?

Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerimizin en kısa sürede yukarıda belirttiğimiz soruları cevaplaması, hem sistemin içeriğinin detaylı öğrenilmesi hem de eğitimcilerimizin kafasında oluşan soruların giderilmesi için önemli bir adım olacaktır.

Haber Kaynağı: www.kamudanhaber.com

Keyword : Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü haberi , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü oku , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü konusu , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü hakkında , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü manşeti , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü perde arkası , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü olayı , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü son dakika , Sendikaların Kesintili Eğitim Kavgası Büyüdü

Henüz Yorum Yok.
İlk Yorum Yapan Siz Olmak İstermisiniz.


(Güvenlik İçin Max:750 Karakter)
Kalan Karakter Sayısı





Öğretmenin Haber Kaynağı İletişim:ogretmendenhaber@hotmail.com